İNSANIN ANLAM ARAYIŞI (Kitap Kritiği Serisi)
- Mehmet Akçeşme / Psikolojik Danışman
- 10 Nis 2022
- 3 dakikada okunur
Yaşamak için bir "neden"i olan kişi, neredeyse tüm "nasıl"lara dayanabilir."

Psikoterapide birçok yaklaşım vardır. Terapide danışmanın yetkinliğine, danışanın seansa getirdiklerine göre bu yaklaşımlar şekillenir ve kullanılır. Yani ihtiyaç ve yetkinlik ön plandadır. Yazımda, bu yaklaşımlardan biri olan "Logoterapi"nin kurucusu Viktor Emil Frankl'ın "İnsanın Anlam Arayışı" kitabından bahsedeceğim.
Öncelikle V.Frankl'dan mutlaka bahsedelim. 1905 yılında Avusturya'da doğmuş Yahudi psikiyatr. Hitler zulmünden kaçamayıp meşhur toplama kampı Auschwitz'de uzun bir süre çalıştırılmış. Tüm ailesiyle birlikte gittiği toplama kampından sadece kendisi ve kız kardeşi kurtulmuş ki bu bile bir mucize. Kitabının ilk 100 sayfasında toplama kampında yaşadıklarından bahsediyor. Bana okuması bile çok ağır gelmişti ki, bir de Frankl'ın bunları yaşayıp yorumlaması muhteşem bir şey. Muhteşem çünkü bunu yapabilecek başka birini bilmiyorum. Aşağıdaki sarsıcı paragrafla, kampın tüm vahşetini bize anlatıyor Frankl.
"Korkunç bir kabus gördüğü anlaşılan ve yatağında kıvranan bir tutuklunun iniltisiyle uyandığım bir geceyi hiç unutmayacağım. Korkutucu rüyalardan ya da hezeyanlardan mustarip insanlar için her zaman özellikle üzüntü duymam nedeniyle, zavallı adamı rüyasından uyandırmak istedim. Ansızın yapmak üzere olduğum şeyden ürküp, adamı sarsmaya hazır olan elimi geri çektim. O anda ne kadar dehşet verici olursa olsun hiçbir rüyanın bizi çevreleyen ve kendisini sarstığım takdirde adamın uyanacağı kampın gerçeklerinden daha kötü olmadığının yoğun bir şekilde bilincine vardım."
Yaşama, acıya, sorumluluğa ve logoterapiye dair fikir uyandıracak alıntılarla sizi baş başa bırakıyorum. Belki dikkatinizi çekecek bir cümleye denk gelirsiniz. Okumayı planlayıp kararsız olanlarınız için de fikir verebilir. Buyurun:
Yaşamak acı çekmektir. Yaşamı sürdürmek, çekilen bu acıda bir anlam bulmakla mümkündür. Eğer yaşamda bir amaç varsa acıda ve ölümde de bir amaç olmalıdır.
vv Sevgi, sevilen insanın fiziksel varlığının çok ötesine geçer. Sevgi en derin anlamını kişinin tinsel varlığında, iç benliğinde bulunur. Sevilen kişinin gerçekte orada olup olmaması, yaşayıp yaşamaması bir anlamda önemli olmaktan çıkıyor.
Mizah, kendini koruma savaşında ruhun bir başka silahıydı. Mizahın insan yapısındaki diğer her şeyden çok birkaç saniyeliğine de olsa uzaklaşarak bir durumun aşılmasını sağlayabildiği çok iyi bilinmektedir. Mizah duygusu geliştirme ve olayları mizahi bir ışık altında görme çabası, yaşama sanatında ustalaşırken öğrenilen bir hiledir.
Kampta önemli olan tek şey listeydi. İnsan, kelimenin tam manasıyla bir numara olup çıkıyordu. Canlı ya da ölü olmasının bir önemi yoktu. Çünkü bir “numaranın” yaşamının kesinlikle bir hiçbir anlamı bulunmuyordu.
Acı ve ölüm olmaksızın, insan yaşamı tamamlanmış olmaz.
Geçmişe dalmak, olanca dehşetiyle bugünü daha az gerçek kılmaya yönelik bir eğilimdir.
Acı duygusu, buna ilişkin net ve kesin bir tablo oluşturduğumuz an acı olmaktan çıkar.
Tutuklular gardiyanlardan gördükleri en küçük bir nezaket karşısında bile derinden etkileniyorlardı.
Psikanaliz sırasında hastanın divana uzanıp bazen söylemesi hiç hoş olmayan şeyleri anlatması gerekir. Logoterapide ise hasta dik oturabilir ama bazen duyulması hiç hoş olmayan şeyleri duyması gerekir.
Hasta sembollerden ve imgelerden oluşan ağaçlara bakmaktan gerçeklik ormanını göremeyecek duruma gelebilir.
Bir ölçüde çatışma normal ve sağlıklıdır. Her çatışma yaşayan hasta değildir. Bazen küçük değişikliklerle çatışmalar çözüme erebilir.
Terapistler, hastalarının ruh sağlığını güçlendirmek adına kişinin kendi yaşamının anlamı doğrultusunda yeniden yöneliş yoluyla belli ölçülerde gerilim yaratmaktan korkmamalıdır.
Logoterapi, insan varoluşunun özünü sorumlulukta görmektedir.
Logoterapi, hastanın kendi sorumluluklarının tam olarak farkına varmasını sağlamaya çalışır.
Yaşamın anlamı her zaman değişir ama yok olmaz. Yaşam anlamını 3 farklı yoldan keşfedebiliriz.
1- Bir eser yaratarak ya da bir iş yaparak
2- Bir şey yaşayarak ya da bir insanla etkileşerek
3- Kaçınılmaz acıya yönelik tavır geliştirerek.
Sevmediği sürece, hiç kimse bir başka insanın özünün tam olarak farkına varamaz.
İnsanın temel uğraşı haz almak ya da acıdan kaçınmak değil, yaşamında bir anlam bulmaktır.
Acının kaçınılabilir olduğu durumlarda yapılacak en anlamlı şey, acıya yol açan nedeni oradan kaldırmaktır. Gereksiz yere acı çekmek kahramanca değil, mazoşistçe bir tutumdur.
Yorumlar